Maarif Platformu’ndan sınav baskısına ve merkezi eğitim sistemine karşı yeni vizyon

“`html

Maarif Platformu

‘nun Enderun Özgün Eğitimciler Derneği ve İnsan Vakfı Bursa Şubesi iş birliğiyle düzenlenen “Yeni Bir Ölçme Değerlendirme Vizyonu Çalıştayı” başarılı bir şekilde tamamlandı.

17-18 Mayıs tarihlerinde Bursa’da gerçekleştirilen çalıştayda, Türkiye’nin eğitim sisteminde yaşanan yoğun sınav baskısı detaylı bir şekilde ele alındı.

Katılımcılar, sınavların “zorlayıcı ve bunaltıcı” etkilerinden kurtulmanın yollarını bulmaya çalıştı.

Çalıştay Görseli

Paydaşlar, mevcut eğitim sistemini inceledi

Çalıştaya katılan eğitimciler, akademisyenler, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, mevcut eğitim sistemini derinlemesine değerlendirdi ve geleceğe dair köklü çözüm önerileri geliştirdi.

Programa Bursa Milli Eğitim Müdürü ve İstanbul Milli Eğitim Müdürü yardımcısı da katıldı.

Maarif Platformu Başkanı ve Çalıştay Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Çakmak, çalıştayın sonuçları hakkında açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Osman Çakmak
Merkeziyetçi ve katı müfredatının üzerindeki sınav baskısı ve eğitimdeki yapısal sorunların çözülebilmesi için değişim şarttır, diyen Çakmak, çalıştay sonuçlarını paylaştı:

“Merkeziyetçi yapıdan kurtulma zamanı”

“Çalıştayın en önemli çıktısı, merkeziyetçi ve katı müfredat anlayışından kurtulmadıkça sınav odaklı sistemin ve eğitimdeki sorunların çözülemeyeceğidir. Eğitimin gerçek anlamda iyileşmesi için yetkilerin yerel düzeyde paylaşılması, müfredatta esneklik sağlanması ve tüm paydaşların sürece dahil edilmesi kritik bir öneme sahiptir.

Eğitim Gelişimi
Türk eğitim sistemindeki merkeziyetçi yapının neden olduğu üç ana sorunun altını çizdik:

• Sınav Odaklı Yapı:

Tek tip müfredat ve üstten verilen kararlar, başarıyı ölçmek için standart ve merkezi sınavları zorunlu hale getiriyor. Bu durum, öğrencilere eşit ve etkili bir ölçüm imkanı sunmamakta ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkilemektedir.

• Hantal Yapı:

Bürokratik süreçlerin merkezi sistemde toplanması, hızlı çözümler üretmeyi zorlaştırıyor, eğitim sistemində genel bir yavaşlama ve duraklama yaratıyor.

• Standart Müfredat:

Merkeziyetçi yapı, tek tip ve baskıcı müfredatın uygulanmasına neden oluyor; bu durum öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin beklentilerini görmezden gelerek eğitimde esnekliği azaltıyor.

Eğitim Sorunları

“Başarı anlayışını yeniden gözden geçirmeliyiz”

Çalıştayda, eğitimin nihai hedefinin hem dünya hem de ahiret mutluluğu olduğuna vurgu yapıldı. Ayrıca, eğitim sisteminin mevcut haliyle öğrenci performansını sadece sınav sonuçlarına dayandırmasının sakıncalı olduğuna dikkat çekildi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM) çerçevesinde eğitimin sosyal ve duygusal boyutları da önem taşımaktadır.

Batılı eğitim modellerinin Türkiye’nin toplumsal dinamikleriyle örtüşmediği, bu nedenle uygulanmasının özgün başarılar getirmediği ve ülkenin eğitim alanında istismar edildiği ifade edildi. Eğitimde bireyin manevi ve ahlaki gelişimini de göz önünde bulunduran bir yaklaşım benimsemenin gerekliliği belirtilmiştir.

Eğitim sistemi, yalnızca sınav sonuçlarına bağlı kalmamalı; çünkü bu durum, eğitim kurumlarının itibarını zedelemekte ve adaletsizlik algısını güçlendirmektedir. Sınav odaklı olan eğitim anlayışının, öğrencilerin becerilerini ve ilgilerini göz ardı etmesi, onları yeterli donanım olmadan üniversiteye yönlendirmesi önemli bir sorundur.

Yeni Eğitim Yaklaşımları

“Yeni bir ölçme ve değerlendirme sistemi şart”

Çalıştayda, mevcut sınav sisteminin gençleri meslek öğrenme konusunda yönlendirmekten çok sınavlara ve diplomalara odaklanmasına dikkat çekildi. Okulların birer sınav hazırlık merkezi haline gelmesi, öğrencilerin yaratıcı düşünme becerilerini kısıtlamaktadır.

Yeni bir ölçme ve değerlendirme sisteminin hayata geçirilmesi gerektiği, bu sistemin yerel ihtiyaçlara duyarlı ve bireylerin becerilerini ölçen bir yapı içinde olması gerektiği vurgulandı. Çalıştayda, mesleki eğitime ağırlık verilmesi ve yeni öğrenme süreçlerine uygun sistemlerin geliştirilmesi gerektiği yönünde fikir birliğine varıldı.

“Müfredat ve merkezi sınavlar arasında uyum sağlanmalı”

Çalıştayda, yeni müfredatın mevcut merkezi sınav sistemi ile nasıl bir uyum içinde olacağı konusundaki belirsizlikler ortaya kondu. Yeni müfredatın hedefleri ve uygulama yöntemleri hakkında net bir çerçevenin sağlanması gerektiği ifade edildi.

Yetenek temelli eğitim modeline geçiş önerisi

Çalıştayda, tarihi medeniyetler olan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeki gibi yeteneklere dayalı bir eğitim modeline geçilmesi gerektiği dile getirildi. Bu model ile mevcut merkeziyetçi ve sınav odaklı sistemin dışına çıkılabileceği ifade edildi.

Eğitim başarılarının sırrı üzerine

Dünya örneklerinde eğitim başarılarının temelinde uzun süreli zorunlu eğitim anlayışından vazgeçilmesi yatmaktadır. Bu ülkelerde, bireysel yetenekler erken yaşta keşfedilmekte ve öğrenciler, ilgi ve yönelimlerine göre farklı eğitim programlarına yönlendirilmektedir.

“Bireyselliği tehdit eden kalıplara son verilmeli!”

Öğrencileri tek tip sınavlarla değerlendirmek, eğitimin değerini düşüren ve bireysel potansiyeli sınırlayan bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Eğitim sisteminin, öğrenci çeşitliliğine ve bireysel farklılıklara saygı gösteren esnek bir yapıda olması gerektiği vurgulandı.

Yapay zekâ ile eğitim sürecini güçlendirme

Özellikle yapay zekanın, öğrenci tanıma ve değerlendirme süreçlerinde aktif bir biçimde kullanılması gerektiğine inanılmaktadır. Bu sayede öğrencilerin bireysel öğrenme stilleri ve yetenekleri daha iyi anlaşılabilir.

Çalıştayda, detaylı bir müfredat yerine, esnek olan ve okulların özgün ihtiyaçlarına göre uygulanabilir bir müfredatın önemine dikkat çekildi. Valilikler ve eğitim kurumlarına, yerel ihtiyaçlara uygun müfredat geliştirme yetkisi verilmesi gerektiği vurgulandı.

Katılımcılar, önerilen modelin bazı riskler taşıdığına dair endişelerini ifade etse de, bireylere güvenilmesi ve yetki devri ile eğitimde daha etkin bir sistem yaratmanın mümkün olduğu ifade edildi. Bu esnek yaklaşımın toplumsal ihtiyaçlara yanıt verecek şekilde geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Eğitim dünyasında bu kapsamlı tahlil ve önerilerin, gelecekteki eğitim politikalarına yön vermesi bekleniyor. Bu çalıştayın ortaya koyduğu sonuçların, Türk eğitim sisteminin geleceğinde olumlu izler bırakacağına inanıyoruz.

“`

Related Posts

“25 Haziran Dünya Güzel Koku Günü” bu yıl Paris’te kutlanacak

“25 Haziran Dünya Güzel Koku Günü” bu yıl Paris’te kutlanacak

YKS kaç yanlış bir doğruyu götürüyor? 2025 YKS (TYT, AYT, YDT) 3 yanlış mı 4 yanlış mı 1 doğruyu götürür?

Milyonlarca öğrencinin ter dökeceği YKS 2025 bu hafta sonu gerçekleştiriliyor. “YKS’de kaç yanlış bir doğruyu götürür?” soruş uda bu nedenle araştırılıyor. 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) hazırlıkları tüm hızıyla devam ederken, milyonlarca öğrenci adayı sınav stratejilerini belirlemek için puan hesaplama sistemini araştırıyor. TYT, AYT ve YDT oturumlarına hazırlanan adayların en çok merak ettiği konular arasında yer alıyor. Peki, YKS’de 3 yanlış mı 4 yanlış mı 1 doğruyu götürür? İşte YKS, TYT, AYT, YDT net hesaplama 2025!

LGS Sınavına 1 Milyondan Fazla Öğrenci Başvurdu

LGS sınavına bir milyonun üzerinde başvuru olduğunu açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı, sınavın yurt içi ve yurt dışında 937 merkezde gerçekleşeceğini duyurdu. 

TAKDİR TEŞEKKÜR HESAPLAMA 2025 | İlkokul, ortaokul, lisede Teşekkür ve Takdir belgesi kaç puanla alınır? 5 gün devamsızlık yapan belge alamıyor mu 2025?

Karnelerin alınmasına sayılı zaman kala, Takdir Teşekkür hesaplama bilgileri araştırılmaya başlandı. 2024-2025 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi, 20 Haziran Cuma günü karnelerin verilmesiyle tamamlanacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği içerisinde bulunan ödül bölümü içerisinde yer alan değişiklikler, 2018 Eylül ayında Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Buna göre devamsızlık durumu da Takdir Teşekkür belgesi alınmasında etkili olacak. Peki, 5 gün devamsızlık yapan belge alamıyor mu? Teşekkür ve Takdir belgesi kaç puanla alınır? İşte Takdir Teşekkür hesaplama 2025 bilgileri…

‘Bir ülke hakkında en canlı, en güvenilir bilginin bulunacağı yer sokaktır’

Akademisyen, yazar ve yayıncı Murat Belge ‘Başka Kentler, Başka Denizler’ adlı seyahatnamesinin son kitabını yayımladı. Belge ona seyyah olmanın yolunu açan ilk seyahatini ve gezileri esnasında neler yaptığını anlattı.

ORDU BAYRAM NAMAZI SAATİ 2025 KURBAN BAYRAMI || Ordu bayram namazı saat kaçta, ne zaman? Diyanet Kurban Bayramı namaz vakitleri

Ordu Kurban Bayramı namazı saati ve vakti açıklandı. Ordu bayram namazı saati, 2025 Kurban Bayramı sabahı il genelindeki cami ve mescitlerde eda edilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı da il il bütün Kurban Bayramı bayram namazı saati yayınladı. Bayramın ilk günü bu sene 6 Haziran 2025 Cuma gününe denk geliyor. Bayram hazırlıklarını sürdüren vatandaşlar da camilere giderek saf tutacaklar. Diğer illerde olduğu gibi Ordu bayram namazı saatleri birkaç dakika farklılık gösterecek. Peki Ordu Kurban Bayramı namazı saat kaçta, ne zaman kılınacak? İşte, Diyanet Ordu Kurban Bayramı namazı saati…